3 Kasım 2016 Perşembe

İlk Yardım (Şok)


Sınıf: 11 
Bölüm: Hemşire Yardımcılığı
Dersin Kazanımı: İç kanamalarda ilk yardım uygular.
Yöntem ve teknikler: Anlatım, soru-cevap, beyin fırtınası, sunu gösterisi, demonstrasyon, tartışma.
Başarım Ölçütleri: İç kanamaların belirtilerini sıralar. Şokun çeşitlerini, belirtilerini sıralar. Şokta ilk yardım uygular.
Dersin İçeriği: 


Videoyu izlemek için tıklayınız.

İÇ KANAMALAR 
Kanın damar dışına çıkarak vücut boşlukları (karın boşluğu, göğüs boşluğu, içi boş olan organlar, eklem boşluğu vb.) içine sızmasına iç kanama denir. İç kanamalar, şiddetli travma, darbe, kırık, delici aletlerle veya ateşli silahla yaralanma, hastalık ya da çeşitli zehirli maddeler nedeniyle oluşabilir. 


Karın boşluğunda iç kanama 


İç Kanama Belirtileri 
Hasta veya yaralıda, iç kanama olduğuna dair değişik belirtiler görülebilir. İç kanama, dış kanamada olduğu gibi gözle izlenemez. Ancak akciğer, mide, barsak ve böbrekler gibi organlarda oluşan kanamalar, balgam, kusmuk, idrar ve dışkı ile birlikte görülebilir. Örnek: Akciğer yaralanmasında, ağızdan kan gelmesi veya idrar yolu ya da böbrek yaralanmasında idrarla kan gelmesi gibi. 

Karaciğer, dalak, pankreas veya eklem yaralanmalarında kanamalar vücut iç boşluklarına akar. Vücut yüzeyindeki morluklar, eziklikler, şişlik, sertlik vb. belirtiler de bu kanamalara ipucu oluşturur. İç kanamalar, hasta veya yaralıda şok ve ölüme götürecek kadar kan kaybına neden olabilir. 
Kan kaybına bağlı olarak gelişen genel belirtiler şunlardır: 
 Huzursuzluk, 
 Bayılma hissi, baş dönmesi, 
 Yüzde, parmak uçlarında ve dudaklarda solukluk, 
 Derinin nemli ve soğuk olması, 
 Hava açlığı, hızlı ve yüzeysel solunum, 
 Hızlı ve zayıf nabız, 
 Aşırı susuzluk hissi, 
 Gözlerde donukluk, 
 Hastanın bilincinde zayıflama veya bilincin kaybolması, 
 İç kanamanın yerine ve sebebine göre ağrı ifadesi. 

İç Kanamalarda İlk Yardım 
Hasta veya yaralının iç kanaması varsa kısa sürede tıbbi müdahale gerekir. İç kanama şüphesi olan hasta veya yaralılara aşağıdaki ilk yardım uygulamaları yapılır. 
 Hasta veya yaralının ABC’ si değerlendirilir, 
 Sıkan giysileri gevşetilir, 
 Hemen tıbbi yardım (112) istenir, 
 Hasta veya yaralı, bilinci açık ise ayakları “30 cm” yükseltilir, bilimci kapalı ise koma pozisyonu verilir, 
 Vücut sıcaklığını korumak için hasta veya yaralının üzeri örtülür, 
 Hasta veya yaralı hareket ettirilmez (kırık varsa kan damarları yaralanabilir), 
 Ağızdan asla yiyecek içecek verilmez, 
 Tıbbi yardım gelene kadar yaşamsal bulguları takip edilir.
ŞOK

Şok, kalp- damar sisteminin yaşamsal organlara yeterli miktarda kan taşıyamaması sonucu ortaya çıkan ve tansiyon düşüklüğü ile seyreden akut (aniden, birden) dolaşım yetmezliğidir. Kalp- damar sisteminin görevi, kanın tüm hücre ve dokulara ulaşmasını sağlamaktır. Kan sayesinde hücrelere oksijen ve besin maddesi taşınır. Hücrelerin metabolik atıkları da kan ile uzaklaştırılır. Bu durumlardan birinde yetersizlik oluşursa organ ve doku kan dolaşımı bozularak şok gelişebilir. 

Şok Nedenleri 
Şok, dolaşımdaki kan miktarının aniden önemli ölçüde azalmasına bağlı olarak gelişebileceği gibi; aşırı sıvı kaybı, (kusma, ishal, aşırı susuz kalma, büyük yanıklar vb.) kalp ritim bozuklukları, alerjik reaksiyonlar, alkol ve kimyasal madde zehirlenmeleri, karın içi iltihaplanma, başa şiddetli darbe alma, aşırı korku ve heyecan durumlarında da görülebilir. Nedeni ne olursa olsun şok tablosu organ ve dokuların kanlanmasının bozulmasına bağlı olarak gelişir. 
Organ ve dokuların kanlanması aşağıdaki nedenlerle bozulur

 Aşırı kan ve sıvı kaybı ile damarlar içindeki kan miktarı azalınca doku ve organlara yeterince kan gidemez. 

 Kalpte meydana gelen hasar neticesinde kalp, kanı pompalama işlevini gereği gibi yapamaz. 

 Damar yatağının genişlemesi neticesinde kan hacmi normal miktarda olmasına rağmen damar yatağını dolduramadığından yeterli oranda kanlanma sağlanamaz. 

Şok Çeşitleri 
Bütün şok çeşitlerinde sonuç aynıdır. Dokularda yeterli düzeyde kanlanma ve oksijenlenme olmayacaktır. Şoku nedenlerine göre aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz: 
 Hipovolemik şok: Sıvı kaybına (iç ve dış kanamalar, ishal, kusma, yanıklar vb.) bağlı olarak gelişir. 
 Kardiyojenik şok: Kalbin pompalama görevini yerine getirememesine (kalp yetmezliği, kalp atım bozukluğu, kalp krizi vb.) bağlı olarak gelişir. 
 Vazojenik şok: Sinir sisteminin damarlar üzerindeki kontrolünün kaybı sonucunda damar yatağının genişlemesine bağlı olarak gelişir. Örnek: Baş ve omurga yaralanmaları, zehirlenmeler, alerjik reaksiyonlar, aşırı duygusal reaksiyonlar, ağrı vb. durumlar. 

Şok Belirtileri 
Şokta görülen genel belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz: 
 Endişe, huzursuzluk, 
 Halsizlik, yorgunluk ve uykuya eğilim, 
 Bayılma hissi, baş dönmesi, 
 Bulantı, kusma, 
 Susuzluk hissi, 
 Hava açlığı, hızlı ve yüzeysel solunum, 
 Hızlı ve zayıf nabız,  
 Soğuk, soluk ve nemli cilt, 
 Donuk ve anlamsız bakışlar, 
 Bilinç düzeyinde azalma, 
 Dudak çevresinde morarma, 
 İdrar miktarında azalma. 

Şokta İlk Yardım 
Şokta görülen belirtileri erken dönemde tanıyıp ilk yardım uygulamalarına başlamak hasta veya yaralının hayatını kurtarır. Şokta aşağıdaki ilk yardım uygulamaları yapılır. 
 Hasta veya yaralının ABC’ si değerlendirilir, 
 Varsa sıkan giysileri gevşetilir, 
 Hemen tıbbi yardım (112 aranır) istenir, 
 Dış kanama varsa durdurulur, 
 İç kanama yoksa şok pozisyonu verilir. 

Bu pozisyon, hasta veya yaralıda kalbe dönen kan miktarını artırarak hayati organların daha iyi kanlanmasını sağlar. Şok pozisyonu verebilmek için; 
 Hasta veya yaralı sırt üstü yatırılır, 
 Ayaklar, 30 cm kadar yukarı kaldırılarak altına destek (çarşaf, battaniye, yastık, katlanmış kıyafet vb.) konulur. 
şokta hasta pozisyonu izleyiniz




Şok pozisyonu 

 Hasta veya yaralının üzeri vücut sıcaklığını korumak için örtülür, 
 Hasta veya yaralı hareket ettirilmez, 
 Ağızdan asla yiyecek içecek verilmez, 
 Tıbbi yardım gelene kadar yaşamsal bulguları takip edilir.

1 yorum: